Çare nedir? Türk Dil Kurumu’nun tanıma
göre bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken
yol, çıkar yol, çözüm yolu. Çaresizlik ise çaresiz olma durumu J Hepimizin çaresiz olduğu durumlar
vardır, işiniz yoksa ay sonunda ödenecek faturalar varsa çaresiz kalırsınız,
bazı hastalıkların çaresi yoktur, ölümün çaresi bulunamadı. Bunlar karşısında
elinizden gerçekten birşey gelmiyordur, çıkar yol, çözüm bulamıyorsunuzdur.
Öğrenilmiş çaresizlik ise biraz farklı
bir durum. Bir örnekle anlatmak gerekirse bir akvaryumun ortasına bir cam
konuluyor, bir tarafa balık diğer tarafa ise yiyecek, balık yiyeceği görüp
gitmek istiyor ama o da ne gidemiyor, tabi camı da görmüyor. Defalarca deniyor
ama başarısız oluyor, balığın denemeleri de giderek azalıyor, sonrasında aradaki
cam kaldırılıyor, balık sanki arada engel varmış gibi yiyeceğe gitmiyor,
halbuki gidebilecek!
İş hayatında da projelerde de öğrenilmiş
çaresizlikle sık sık karşılaşıyor ama farkına bile varmıyoruz. Başarısızlıklar aynı
balıkta olduğu gibi insanda yapay engeller olduğu algısını yaratıyor ve
gerçekte olmayan bu engeller bir süre sonra insanların davranışlarına otomatik
sınırlar olarak yansıyor. Şuna benzer sözleri işin başında çok duymuşsunuzdur:
- “nasıl olsa yetişmez”
- “ne yaparsak yapalım yönetimi/müşteriyi memnun edemeyiz”
- “boşuna uğraşma ben çok denedim olmuyor”
- “bu sorunla daha önce de karşılaştım, çözümü yok”
- “bu durumu kabullenmek dışında yapacak birşey yok”
Velev ki iş başarılı olmadı, sonunda
yukarıdakileri söyleyenler (veya söyleyemeyip içinden geçirenler) şunlara
benzer şeyler söyleyerek veya düşünerek kendi düşüncelerini pekiştirmeyi de
ihmal etmezler:
- “ben demiştim yetişmeyeceğini”
- “yönetimin/müşterinin memnun olmayacağı baştan belliydi”
- “boşuna uğraştın”
- “başa döndük”
- “emeğimize yazık oldu, böyle olacağı belliydi”
İşi yönetenler veya proje yöneticileri
için bu durumlarla baş etmenin 2 temel kuralı var. İlki yılmamak, bunu bir
Japon atasözü şöyle dile getiriyor: Yedi
kere düşsenizde sekiz kere ayağa kalkın. İkincisi ise bakış açınızı
değiştirmek. Durumlara nereden baktığınız ulaşacağınız sonucu da çok ciddi
anlamda etkiler, çaresiz kaldığınız durumlardaki fırsatları veya çıkış
yollarını görmenize yardım eder. Siz bunları kullanırsanız size bağlı ekipler
de sizi izleyecektir. Gerçek liderlik için bu ikisinin bir arada olması oldukça
önemli, iyi bir lider ünvanıyla değil karakteri ve yaptıklarıyla liderdir ve
ilham verir.
Çare Drogba :)
YanıtlaSil